Bir şehir, üç başarı, tek umut…

Bu sezon Bölgesel Amatör Lig’de yaşananlar, Giresun futbolunda uzun zamandır görülmeyen bir hareketliliğin işaret fişeği gibiydi. 1926 Bulancakspor’un şampiyonluk ipini göğüsleyip 3. Lig’e yükselmesi, yalnızca Bulancaklıların değil, tüm Giresunluların göğsünü kabarttı. Bu başarı, sadece bir kupa ya da bir üst lige terfi değil; yıllardır özlenen futbol heyecanının geri dönüşü anlamına geliyordu. Üstelik bu yükseliş, Batlamaspor’a da can suyu oldu; Bulancak’ın başarısıyla birlikte onlar da ligde kalmayı garantileyerek derin bir nefes aldılar.

Giresun’un merkezinden bir başka güzel haber geldi: Yeniyolspor, ilk kez Bölgesel Amatör Lig’e yükseldi. Bu, kuru bir başarı tablosunun ötesinde, kent merkezinde uzun süredir kabuğunu kıramayan amatör futbolun yeniden canlanacağına dair umutları da beraberinde getirdi. Şehrin çocukları artık hayallerini biraz daha büyütebilir; çünkü Yeniyolspor’un yazdığı bu başarı hikâyesi, daha fazlasının mümkün olduğunu gösteriyor.

Ve kadın futbolu… Genelde hep göz ardı edilen, salonların köşesine sıkışmış bir mücadeleydi. Ama Yiğitneco İnşaat Giresun Sanayispor, bu algıyı kırmaya kararlı. Yeni sezonda Kadınlar Süper Ligi’nde mücadele edecek olan takım, sadece bir spor kulübü değil; aynı zamanda bir zihniyet değişiminin, eşitlik talebinin ve emeğin vücut bulmuş hali. Kurumsal yapısı, disiplinli kadrosu ve sahadaki inadıyla Sanayispor, Giresun’da kadın futbolunun da “varız” diyebileceğinin en güzel kanıtı.

Bir sezonda üç farklı cephede yaşanan bu yükselişler, Giresun futbol tarihinde nadir rastlanır bir tabloyu ortaya koydu. Üç farklı takım, üç ayrı gurur… Şehrin spor gündeminin bu kadar olumlu haberle dolması, sadece futbolseverleri değil, tüm kamuoyunu heyecanlandırdı. Ancak asıl mesele şu: Bu başarılar geçici birer parıltı mı olacak, yoksa uzun vadeli bir spor politikası ve altyapı seferberliğiyle kalıcı bir başarı hikâyesine mi dönüşecek?

Sorunun cevabı zamanla ortaya çıkacak, ama bir gerçek şimdiden su yüzüne çıktı: Giresun futbolu, yeniden umut vadediyor. Yeter ki bu kıpırdanış, günü kurtaran bir alkışla sınırlı kalmasın.